Yıldızların Kadim Öğretileri

İlk çağlardan itibaren insanoğlu gökyüzüne baktı... Hep böyle başlıyor çoğu hikâye ve şöyle devam ediyor: Göksel hizalanmalar üzerine kafa yordu, yeryüzündeki etkilerini gözlemledi ve belli bir oranda öngörü geliştirmeye başladı. İnsanlığın ilk bilimidir; Gökbilimi diyebiliriz.

Mağaralara yansıtılan göksel semboller, zamanla kemiklere işlenerek taşınabilir hale getirildi. Gelişen öngörülerle kralların ve toplumun akıbeti için kehanetlerde bulunulmaya başlandı. Bu kehanetler, astrolog ve astronom rahipler tarafından tanrılardan gelen mesajlar olarak ifade edildi. Böylece astroloji, bir inanç sisteminin parçası gibi algılandı.

Astronomi; matematik ve geometri üzerine derinleşirken, astroloji ise çok tanrılı dinlerin bir fal sistemi olarak itelendi. Hristiyanlığın doğuşu ve yayılması, sadece pagan kültürünü değil, insanın doğa ve gökyüzüyle olan bağını da sistematik olarak baltaladı. İnsanoğlu doğaya ve onun yasalarına ne kadar senkron olursa, kontrol edilmesi o kadar zorlaşırdı.

Bu websiteyi, astrolojiyle ilgilenenler ve öğrenciler için tasarladım. İçerikte, dönemsel gökyüzü hareketleri (transit etkiler, yeniay ve dolunay değerlendirmeleri gibi) üzerine yazılar yer alırken, aynı zamanda astrolojinin kadim tarihi, kapsamı ve teknikleriyle ilgili derinlemesine paylaşımları da bulacaksınız.

Gökyüzünün bilgeliğiyle yol almak isteyenler, düzenli güncellemeler için siteye abone olabilirler.

Keyifli okumalar,

Uçgun Gültekin